24 Temmuz 2019 Çarşamba

Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 240719”




“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 240719”

Bugün izlediğim film “Son Ders : Aşk ve Üniversite ” ve büyük usta Ferhan Şensoy




Bugün izlediğim film “Son Ders : Aşk ve Üniversite ” .08 Şubat 2008 de vizyona giren bu film benim elimin altında devamlı bulunan filmlerden biri. Vizyona girdiğinden beri her sene en az üç kez  izlediğim dostlarıma da izlettirdiğim bir film. Bu filmin DVD si dostlarıma hediye ettiklerim listesinde ilk beş sırada. Ne de olsa Ferhan Şensoy Ustamız baş rolde. Benim için kendisi bir “Kültür İdolü”. Tüm oyunlarını Yapı Endüstri Merkezi-Küçük Sahne-Ses Tiyatrosu’nu kapsayan uzun ince yolda defalarca izledim. Tüm kitaplarını defalarca okudum. Oyun Yazarı-Kitap Yazarı-Yönetmen-Çevirmen olarak bir dahi. Öyle ince detaylardan bir fikir ortaya çıkarıyor ki şaşırıp kalıyorsunuz. Tüm oyunları, tüm filmleri ve tüm kitapları ile her an bize ders vermekte büyük Ustamız. Ses Tiyatrosu için yaptığı fedakarlık ise takdir edilmeye değer. Tüm filmleri ayrı birer şaheser ama benim tercihim nedense hep  “Son Ders : Aşk ve Üniversite ” oldu. Ferhan Şensoy Usta benim yazdığım kitap ta da yer alacak zira çok kısa bir süre ustalarım Nisa Serezli ve Tolga Aşkıner Tiyatrosu’nda da yer almış kendi tiyatrosunu kurmadan. Ferhan Şensoy Ustamız iyi ki varsınız. Yaktığınız meşale ile bizlerin ve gençlerin yollarını aydınlatıyorsunuz. Fanatik hayranlarınızdan birisi olarak özel hem de çok özelsiniz. Bazı gelenekleri de siz getirdiniz. Ses Tiyatrosu’nda oyun öncesi kitap satın alınınca oyun sonrası sahne önünde imzalamanız süreci sizi geçmişten günümüze idol olarak gören bizler yani hayranlarınız için en kutsal zamanlar. Kitaplarınızın hemen hemen hepsini imzalatan bir kişi olarak bir de fotoğrafımız var bu yazıya eklediğim.



Son Ders: Aşk ve Üniversite filminin yönetmenleri Mustafa Uğur Yağcıoğlu ve Iraz Okumuş, kameraları bu defa Türk sinemasında pek işlenmeyen bir konuya, kent insanının hayatında geçen en değerli zamanlarını verdiği kampüs yaşamının bir kesitine çeviriyor. Büyük sanatçı Ferhan Şensoy'un başrolde yeraldığı "Son Ders: Aşk ve Üniversite"nin mesajı şu: "Hayatta söylemek istediklerini, duygularını, sevdiğini söylemeyi erteleme. Çünkü hayat planladığın gibi gitmeyebilir, yarın hiç olmayabilir." Memlekete dönen bir Türk öğretim görevlisinin üniversiteli gençlere öğretecekleri, okuldaki standart müfredatla sınırlı kalmayacaktır. Oysa iddiasızdır bu yeni hoca ve fakat yenilikçidir: 'ilk dersimiz kimsenin buradan alınacak derse ihtiyacı olmadığı' şeklinde, bir hayli devrimci bir çıkışla başlar dersine. Ancak öğrencilerin ve özellikle de bir tanesinin onu fark etmesi ile bambaşka bir dünya açılır önlerinde. Ulaş’ın, Saffet Hoca'nın geçmişini öğrenmesiyle birlikte hayatı Saffet Hoca’nınkiyle garip bir şekilde örtüşür.



Bu filmi izlediğim zaman Kaan Urgancıoğlu’nun Türkiye’nin en büyük starı olacağı ışığını bana vermişti. Keşke kendisini bir tiyatro oyununda da izleyebilseydik. Ege Aydan ve Engin Hepileri her izlediğimde büyük virtüoziteleri ile beni kendilerine daha da hayran bırakıyorlar. Ekin Türkmen de bahsedilmeye değer.




Bugünlük benden bu kadar.

“Sevgi-Saygı-Hoşgörü”
“C’est La Vie!”

Can Murat Yaşar Şengel 

21 Temmuz 2019 Pazar

“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 210719”





“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 210719”

Bugün izlediğim film “Dalida” Bugün dinlediğim CD ler Roby Lakatos CD kolleksiyonum.


Bugün izlediğim film “Dalida”. 28  Nisan 2017 tarihinde vizyona giren “Dalida” filmi aşık olduğum bir başka kadının hayat hikayesi. Sevgili Pınar Çekirge dostumla bütün CDlerinin koleksiyonunu yapmıştık.Yıllardır Paris’e gidemedim ilk fırsatta gideceğim ve Dalida’mızın kabrini ziyaret edeceğim.Sevgili Pınar Çekirge bu ziyareti yaptı. Film vizyona girdiğinden beri en az yirmi kez izlemişimdir bu filmi. Keşke yaşasaydı da kendisini tanımak mutluluğunu yaşayabilseydim. “Nasıl tanışacaktın ?” diye soracaksınız. Bizim gençliğimizde imzalı fotoğraf merakımız vardı. Değişik yollarla imzalı fotoğraf isteyebiliyorduk. Benim de müthiş bir koleksiyonum var yıllardır kapalı olan kolileri tasnifliyorum. Yavaş yavaş sizlere kısa notları aktaracağım.Şimdi konumuza dönelim.

Kahire'de doğan, 50'lerde ün kazanan, Youssef Chahine'in "Le Sixième Jour" adlı filminde oynayan, Fransızca, İspanyolca, Arapça, İbranice, Almanca ve İtalyanca şarkıları olan müzik ikonu Dalida'nın gerçek öyküsüne dayanıyor. 55 altın plak sahibi, tüm zamanların en ünlü şarkıcılarından Dalida'nın hayatının anlatıldığı filmde sadece Gigi L’amoroso ile uluslararası müzik dünyasında büyük üne, içsel bir arayışla çıktığı Hindistan yolculuğu, disko müziğinin altın yıllarında yeniden parlayışı, trajik ölümü gibi pek çok olaya yer veriliyor.
Yönetmen koltuğunda Lisa Azuelos otururken, senaryosu da Azuelos ve Dalida’nın kardeşi ve yapımcısı olan Orlando kaleme aldı.

“Beyazperde” sitesinden gene bilgi desteği aldım. “Işıklar Altında Kırık bir Hikaye” başlıklı Funda  Sularöz tarafından yazılmış eleştirinin bir bölümünü aşağıda paylaşıyorum.
Geçmişten gelen birçok şarkının dilini bilmesek de, döneminin müziğine mesafeli olsak da kulağımızda, kalbimizde yer eder. Kimi şarkılar nostalji yayını yapan radyolarda ses bulur ya da kimi mekanlarda. Bir film vizyona gelir, soundtrack’i olur tekrar gündeme oturur. Yolanda Cristina Gigliotti, nam-ı diğer Dalida ise sesiyle, duruşuyla, performansıyla zamanları aşıyor ve şarkılarıyla hepimizin tanıdığı ama aslında kim olduğunu bilmediğimiz kişiyi bu filmle anlamaya çalışıyoruz.

Dalida’nın en olaylı dönemlerinin anlatıldığı biyografi, estetiğin dramatik unsurlarla buluştuğu bir hikaye yaratıyor. Hikaye zamansal oynamalarla anlatılırken, merkezinde Dalida’nın yeteneğinin keşfedilmesinden 1987’de “Hayat dayanılmaz bir hale geldi. Beni affedin” notuyla bu dünyadan göç etmesine uzanıyor. Hikayenin temel unsurlarını ise geçmişinden izler ve sevdikleriyle ilişkilerinin yaşadığı aşklara yansımasını oluşturuyor.

Filmde Dalida tüm yeteneğine ve milyonlara ulaşan bir karakterin dışında, çoğu insana özgü beklentileriyle yansıtılıyor. Evlenmek istiyor, çocuk istiyor, sevilmek istiyor, sonra kimseyi umursamadan aşk yaşamak istiyor. Bu istekler herkese göre olmasa da tutkularıyla empati kuruyoruz.

Yorumuyla zamanın ötesine geçse de popüler kültürün simalarından olan Dalida’nın hikayesi bir Fransız filmi olarak menşeinin hakkını vererek sinemasının öğelerini taşıyor. Bununla birlikte 
Lisa Azuelos’un yönetmen koltuğuna oturduğu yapımda, erkek egemenliğinin dünyayı kontrol etmeye çalıştığı bir düzende kadın olarak var olmanın savaşını yine bir kadının gözünden izliyoruz. Bu da dışarıdan baktığımızda eleştirilebilecek noktaları bir de Dalida tarafından anlama imkanı sunuyor.

Film sinematografi, oyunculuk, hikayenin geniş kadrajda anlatımıyla 
Dalida ile empati kurma gibi öğeleriyle etkileyici, fakat filmin büyük oranda Dalida’nın dramına odaklanması bir noktadan sonra eksiklik hissi yaratıyor. Şarkıları filmin en büyük eşlikçisi olsa da, yaşadığı trajedilerin ötesinde öğeler katılsa daha etkileyici bir eser yaratılabilirdi. Sahne şovları dahi kendisinin gerçek performanslarına bakıldığında sönük kalıyor.

Filmin en etkileyici yanıysa yaşadıklarını, var olma sebebi olan müziğe en iyi haliyle aktarması. Sevincini olduğu kadar üzüntüsünü de olumluya çevirerek performans göstermesi özünde iki karakter yaratsa da… Dalida’dan çok Yolanda’yı tanıdığımız film sanatçıya tümüyle saygı uyandırıyor.


Bugün dinlediğim CD ler Roby Lakatos CD kolleksiyonum. Sevgili Anneciğimin vefatından sonra belli bir süre onunla beraber gittiğimiz tiyatrolara giremedim. İmdadıma o sırada yeni açılmış olan İşSanat yetişti. İlgi alanım olsun olmasın tüm konserlere bilet alıyordum. Her zamanki gibi en ön sıra ve A18 nolu koltuk benimdi. Bu konu üç-dört sene böyle devam etti. Sonra Sevgili Pınar Çekirge ve tiyatrocu dostlar tiyatro salonlarına geri dönmemi sağladılar. Günler sonra bir gün karşılaştığımızda Salon Müdürü Nilgün Baykara Hanımefendi bana “Sizi çok özledik A18 numaralı koltuk öksüz kaldı.” demişti. İşSanat günlerimde en az dört kez Roby Lakatos’u izleme mutluluğuna eriştim. İşSanat’ın bir başka özelliği ise konser öncesi satın aldığımız CDleri konser sonrası kuyruğa girip imzalatmamızdı. Ne kadar çok anılarım var İşSanat’ta da. Bu nedenle İşSanat’ta gittiğim tüm konserlerden imzalı CDlerim var. İzlediğim sanatçılar arasında RobyLakatos’un yeri ayrıdır. Bugün onun günüydü ve bendeki tüm CDlerini yeniden dinledim. Ve fotoğraflarını da paylaacağım. İmzalara dikkat edeiniz lütfen.


  “Şeytanın Kemancısı” olarak da anılan Roman keman sanatçısı Roby Lakatos, klasik bir keman virtüözü, bir besteci, bir caz doğaçlamacısı ve aynı zamanda da bir aranjör olarak çok yönlü ve evrensel bir müzisyendir. 


1965 yılında doğan, Roman kemancılarının kralı Janos Bihari’nin soyundan gelen sanatçı; çocukluk yıllarından başlayarak hep müzikle ilgilendi. 1984 yılında Budapeşte’deki Bela Bartok Konservatuarı’na devam etti, klasik keman dersleri aldı.  1986 ve 1996 yılları arasında grubuyla beraber “Les Ateliers de la Grande İlle” Brüksel’de konserler verdi, oda müziği yaptı. Lakatos, Vadim Repin ve Stephanie Graphelli ile ortak konserler verdi. Roby Lakatos, Liszt, Brahms ve diğer Macar klasik bestecilerinin müziğiyle, Macar Romanlarının müziğini başarılı bir biçimde harmanlamasıyla çok geniş bir müziksever kitlesi tarafından beğen
iyle takip edildi.

Bugünlük benden bu kadar.

“Sevgi-Saygı-Hoşgörü”
“C’est La Vie!”

Can Murat Yaşar Şengel 



“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 200719”




“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 200719”

Bugün izlediğim film BKM Yapım “Annemin Yarası” Bugün dinlediğim CD “Sezen’imin Şarkıları – Muazzez Abacı”. Bugün beni en çok etkileyen konu Trabzonspor’un forma reklamı.

Bugün izlediğim film BKM Yapım “Annemin Yarası”. 11 Mart  2016 da vizyona giren bu filmi ben nasıl izlememişim. Hayret. Tam anlamıyla muhteşem bir film. Tüm oyuncular muhteşem ve ötesi. Bir başka konu da Bora Akkaş’ı bugüne kadar nasıl izlememişim. Yolu açık olsun. Çok yetenekli genç bir sanatçı. 

Salih on sekiz yaşına geldiğinde  kayıp ailesini bulmak üzere kaldığı yetimhaneyi terk eder ve babasını ararken bir çiftlikte işe başlar. Hiç beklemediği bir anda hayalindeki yuvayı bulmuştur. Heyecan ve tansiyon yükseldikçe yeni sırlar da su üstüne çıkar. Salih geçmişinden kurtulup bu yuvada mutlu olabilecek midir? Soluk soluğa izlenecek Annemin Yarası, Salih’in peşinde umudun izini sürüyor.



Çekimleri, Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan ve Türkiye'de yapılan ' Annemin Yarası' başrollerini Ozan Güven, Meryem Uzerli, Belçim Bilgin, Okan Yalabık ve Bora Akkaş’ın paylaştığı Bosnalı Salih’in anne ve babasını arayış hikayesini anlatıyor. Filmin yönetmen koltuğımda Ozan Açıktan oturuyor. Filmin yapımcılığını BKM üstleniyor.
Yugoslavya “insan aklının” ve insan doğasının çözmekte zorlanacağı, bilim insanlarının hala üzerinde kafa yorduğu –ama çok boyutlu meselelerden dolayı hep kafasının dağıldığı- bir muammalar memleketidir. Pardon, memleketiydi diyelim. Aslında bir nebze Osmanlı’yı çağrıştırıyordu “Slavların Ülkesi” Yugoslavya; bin bir milletten kavim, Yugo etiketiyle, Osmanlı’nın şeriatının ve İslami ağırlığının ortadan kalkması sürecinden yıllar sonra görece demokratik halkçı bir düzenle “Yoldaş Tito”nun dehasıyla dengelendiği, farklılıkların zenginlik olarak yorumlandığı Avrupa’nın ortasında hoş bir sosyalist memleket... idi. Ta ki Almanya... ...Ta ki Almanya’da gelen Bavyera aslanı Marija, (Meryem Uzerli) Boşnak gazisi Mirsad’ın hayallerine gem vurana dek... Yukarıdaki anlatım, bir alegori ile Marija üzerinden Almanya’nın Yugoslavya’nın parçalanmasındaki fevkalade etkisi üzerine bina edilse bir başyapıt...


Bugün dinlediğim CD “Sezen’imin Şarkıları – Muazzez Abacı”. 16 Şubat 2018 tarihinde çıkan CD yi Muazzez Abacı’yı çok sevdiğimi hatta sanatıyla hayatımın kadınlarından birisi olarak gördüğümü bilen Sevgili Esra kızım ilk gün hediye etmişti. Daha sonra ben de dostlarıma  aynı CD yi hediye ettim. Bana gelince bu CD çıktığı günden itibaren haftada en az beş kez dinledim. Ne de olsa Muazzez Abacı sanatıyla taptığım bir insan.Çok yakın dostlarım bilirler kendisiyle yollarımız benim açımdan çok acıklı bir anı hikayede kesişti. Bir  başka zaman uzun uzun yazarım. Kendisiyle dost olmak için neler vermezdim. Şu anda yazdığım ve 12 Nisan 2020’de yayınlanacak kitabım sonrasında belki kendisi ile ilgili bir kitap yazabilirim kim bilir?  

Bugün beni en çok etkileyen konu Trabzonspor’un forma reklamı. Benim gibi duygusal bir adamı hüngür hüngür ağlattı. Bugün en az  beş kez izledim. Koyu bir Galatasaray taraftarı da olsam bu formayı almayı da düşünüyorum. Bu film için emeği geçen herkesi kutlarım. Var olsunlar.


Bugünlük benden bu kadar.
“Sevgi-Saygı-Hoşgörü”
“C’est La Vie!”
Can Murat Yaşar Şengel 

Not : “Annemin Yarası” ile ilgili bölümün bir kısımı “Beyazperde” Sitesinden alınmıştır. Filmin tanıtımıyla ilgili kullandığım için hatalı olmadığımı sanıyorum. Sitenin telefonlarına ulaşamadığım için izin alamadım. Aflarına sığınırım.

“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 190719”





“Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması - 190719”

Sevgili Dostlar,
Son günlerde her zamandan fazla olarak kendimi okuyacağım normal kitaplarıma, müthiş DVD film koleksiyonuma, müthiş tiyatro DVD koleksiyonuma, tiyatro kitaplarıma, müthiş müzik kolleksiyonuma adadım yani kısaca entellektuel kişiliğimi daha da geliştirecek bir çabadayım. Bu arada tabii ki izlediklerim ve okuduklarım yenilerden de olabilir yenidenlerden de olabilir. Yenilerden derken sinema tiyatro konser vb gittiğim aktiviteler olabilir, yemek yediğim bir restaurant veya café olabilir ya da sizin de tanımanızı istediğim bir dostum olabilir.  Minik notlarla bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Çoluk çocuk olmadığı için belki bu notlar benden geleceğe de bir katkı olabilir. İleride bu notları birleştirip bir kitap olarak paylaşırsak belki de bir kaynak olabilir gençler için.
Bu notlara isim olarak “Hayat Dağarcığımdan AnılarımınYansıması” olarak düşündüm. Ne dersiniz ?
Bugün izlediğim size aktaracağım anılardan bir film.

Le Fils de L’Epicier – The Grocer's Son
Provence, Fransa'da bir market işletmeciliği yapan bir aile hakkında 2007 Fransız dramatik bir filmi; iş, müşterilere teslimatı yapan kırları gezen tek bir kamyonu içeriyor. Yönetmen Éric Guirado, daha önce Fransa'nın kırsal bölgelerinde seyahat eden bakkallarla ilgili televizyon belgeselleri yapmıştı. Köyünü on yıl önce terk eden Antoine Sforza babasının kalp krizi geçirdiğini öğrenir. Sforza babasını görmeye gittiğinde hiç ummadığı bir teklifle karşılaşır. Babasının yerine işleri  belli bir süre devralması gerekecektir. Bu köyüne geri dönmesi anlamını taşır. Sforza çaresizce bu teklifi kabul eder.Köyde hiç ummadığı daha önce hiç karşılaşmadığı olaylar onu bekliyordur.Muhteşem doğa manzaraları filme renk katıyor. Nicolas Cazalé filmi alıp götürüyor. Değişik bir baba oğul hikayesi.


“Sevgi-Saygı-Hoşgörü”
“C’est La Vie!”

Can Murat Yaşar Şengel

cansengel@hotmail.com
cansengel@gmail.com

24 Mayıs 2019 Cuma

GÜZEL İZMİR'İM VE TİYATRODA "SEVGİ-SAYGI-HOŞGÖRÜ" DOLU BİR SEZON


Değerli dostlar,
Son on aydır güzel İzmir’imde Torbalı’da yaşıyorum . İnanıyorum ki bir gün gelecek İzmir merkez ve aşık olduğum Çandarlı’mda yaşayacağım kısmet olursa. Sene başında yeni salonlar açılmadığından Devlet Tiyatrosu biletleri bulmakta zorlandım. Yakınlarım bilir yıllardır her oyuna  bilet alarak girerim. 2013 yılında İstanbul’da başlattığımız “Rotary Tiyatro Ödülleri” kapsamında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları ve İstanbul Devlet Tiyatroları’nı dört yıl boyunca   Bakırköy Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nu bir yıl jüri üyesi arkadaşlarımla birlikte değerlendirdik.  Daha sonra üç yıldır İstanbul  dışında olduğum için bu ödüller ne yazık ki devam edemedi. Bu sene ise şu anda bu bölgede bir kulübe katılmadığım için İzmir’imde bu aktiviteyi başlatamadım. Bu günlerde yeni kulübüme katılıp önümüzdeki sezon için bu aktiviteyi yeni kulübümde başlatabileceğimi umuyorum. Rotary bünyesinde burada da yanılmıyorsam iki sezon boyunca ödül verilmiş fakat bizim organizasyonumuzun formatı biraz farklı. Bu konuyu sizlere biraz açmam gerekiyor.Bu format dahilinde her oyun sadece bir sezon değil oyun devam ettiği ilk üç sezon boyunca değerlendirilebilir. Her jüri üyesi her oyunu en az üç kez izlemek zorundadır. Her ödül grubunda birden fazla tiyatro sanatçımız ödül alabilir tek kişi ile sınırlı değildir. Bu belki de motivasyonu daha fazla arttırır diye düşünüyorum. Onur Ödülü bir kez verilir ve Onur Ödülü alan kişiler bu ödüllerde bir kez daha ödül alamazlar. Diğer ödüllerde bir kişi birden fazla ödül de alabilir. Bu değişik yıllarda da olabilir. Toplamda üç kez herhangi bir ödül alan bir kişi  direkt olarak Onur Ödülü’ne de sahip olur. Bu ödüller sadece ödenekli tiyatroları içerir. Gelelim bu seneye. Bu sene gerekli organizasyonu başlatamadım ama İzmir Devlet Tiyatrosu ve Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun tüm oyunlarını en az üçer kez izledim. Şehirde bulunan diğer ödenekli tiyatrolar hakkında bilgi sahibi olmadığım için izleyemedim. Gelecek sene mutlaka onları da izlerim. Bu aksama konusunda özür dilerim. Bu arada aynı şekilde tüm değerlendirmeler çok önemli bir konu olan Çocuk Tiyatroları içinde yapılmalıydı ama bu seneye mahsus tüm oyunlar yeterli sayıda  izlenemediği için bu sezon değerlendirme yapılamadı. Aynı konu “En İyi Çeviri” için de geçerlidir. Normalde jürimiz hem orijinal teksti hem de çeviriyi isteyip detaylı inceleme yapmaktadırlar. Bu konu tabii ki yönetmenlerimizin oyuna katkılarını da göstermektedir. Bu sezon bu organizasyonu yapamadım ama tüm oyunları sanki ödül varmış gibi değerlendirip kendi çapımda bir taslak hazırladım. Normalde bu ödüller yıllarca 27 Mart saat 00.00 da açıklanırken bu sezon (biraz şımarıklık yapmış olayım ya da tiyatroyu ne kadar önemsediğimin kanıtı) doğum günüm olan 25 Mayıs saat 00.00 da açıklanıyor. Bu taslak sadece bu sene için ve benim şahsi görüşüm ve notlarımdır. Genelde jürimiz en az bir saat önce gelip fuaye ya da girişte oturup farklı noktaları da gözlemler. Tıpkı bu sene benim yaptığım gibi. Kendim de Türkiye’min en uzun soluklu amatör tiyatrosu “Tiyatro Caniko” nun  sahibi olarak (bu sezon 25. yılım) , Ustalarım Nisa Serezli-Tolga Aşkıner’in  ve benim hayat felsefem olan “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” üçgeni sahibi olarak, yirmi yedi tane tiyatro çevirisi olan bir kişi bir tiyatro aşığı olarak bazı konulara da özür dileyerek değinmeliyim.
Sevgili dostlarım, Tiyatro bir mabettir belli kurallar ve kıstaslar vardır. İstanbul veya İzmir fark etmez bazı konuları tekrar etmeliyim. Kurallar gereği en az bir saat önce kulise girmek gerekmektedir. Seyirci fuaye veya salona alındıysa oyuncularımız sahne kıyafeti ile kafeteryadan alış veriş yapamazlar. Bu konuda fotoğraf bile çektim ama kimseleri kırmamak için yayınlamıyorum. Oyun esnasında sahneye içeriden telefon sesi veya konuşma sesi gelmemelidir. Bir de tabii ki seyircilerin hataları var oyun esnasında tüm uyarılara rağmen telefon çalabiliyor, telefon ışığı oyuncularımızın dikkatini bozmaya bire bir. Daha beterini yaşadım bir salonumuzda iftar saatinde birden fazla seyirci çantasından yiyecek ve kutu içecek açarak yemeğe devam ettiler. Oyun da devam ederken salon sorumluları ne yapabilir ki ? Salonlarda da problemler olabiliyor. Örnek olarak yepyeni pırıl pırıl bir salonumuzda opera ve tiyatro salonları arasında izolasyon sorunu var diye duydum . Yazıklar olsun o kadar masrafa. Aynı salonda tuvaletlerde el yıkanan muslukların altından yere su akmakta ve yerler facia. Tuvaletlerde kapı arkasındaki askılar aşırı kalitesiz. O kadar masraf salon yapılmış yazıklar olsun. Bu konuda yapacak hiçbir şey yok zira yanlış bilmiyorsam salon direkt olarak Devlet Tiyatro’muza bağlı değil. Aynı salonda sahnenin biraz geriden kurulması ve salonun mesafesi nedeniyle aynı oyunların lezzetini başka salonlarda izleyerek aldım. Bu arada “Emek Ödülü” benim için çok önemli. Şimdiki zaman internet deviri ama bir kişinin bilet alışından oyunu izlemesi sonuna kadar geçen zaman bir bütündür. Gişedeki bir memur, bilet kesen veya yer gösteren bir kişi, tiyatro salon müdürü veya genel olarak bir salon bu ödülü alabilir. Bir başka konu da dört kez Rotary ve altı kez de Lions çerçevesinde İstanbul’da düzenlediğim “Liseler Arası Tiyatro Şenliği”. Umarım önümüzdeki sezon bu konuyu İzmir’de de ele alabilirim. Ödül Törenlerini beraber yapıp gençlerle ustaları buluşturmak müthiş oluyor.Bir başka konu da aşağıda okuyacağınız ödüllere verdiğim isimler. İstanbul kökenli olduğum için isimler İstanbul ağırlıklı. Gelecek sene İzmir’i de daha yakından tanıyınca isimler İzmir ağırlıklı olacaktır. Kişilerin kimi hayatta kimi değil bu nedenle benim düşüncem insanlar hayattayken honore edilmelidir. Vefat ettikten sonra değil. Ödüllere adlarını veren ustalar karışık olarak sıralıdır. Ödül alan kişiler ise soyadı alfabetik sırayla. Ödüle isim verenlerde unutulmuş veya atlanmış isimler olabilir. Affınıza sığınırım. Yazdığım tüm isimler yüreğime dokunmuş isimler.  Belki de “Vefa” arıyorum.
Bir ağabeyiniz bir kardeşiniz olarak değerlendirmem aşağıdadır. Ustalarımdan Lale Oraloğlu’nun deyişiyle çok önem verdiğim iki cümle vardır. “Tiyatro Maşa İle Tutulmaz” ve “Tiyatroya İhanet Eden Asla İflah Olmaz” . Ustam Nisa Serezli ise “Sevgi İle Her Sorunun Çözüleceğine İnanıyorum” der. Amacım kimseyi kırmak değil. Bu bir taslaktır. Belki de gelecek senenin Ödül Listesi olacak. Kim bilir ? Bu sezona emek veren tüm tiyatro sonsuzluğunu paylaşan dostların pırıl pırıl alınlarından öperim.Sanatsız özellikle de tiyatrosuz kalmayın. Hatalarım olursa affola.                                                                                                                                “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” felsefem sizinle olsun.                                                                      "C'est La Vie !” yani “Hayat Bu!”                                                                                         Can Murat Yaşar ŞENGEL

2018-2019 ROTARY TİYATRO ÖDÜLLERİ TASLAĞI
ONUR ÖDÜLLERİ
MUHSİN ERTUĞRUL ONUR ÖDÜLLERİ
ÖNDER ALKIM
TOMRİS ÇETİNEL
HALDUN DORMEN ONUR ÖDÜLLERİ
ŞEBNEM DOĞRUER
CAN KAPYALI
NİSA SEREZLİ – TOLGA AŞKINER ONUR ÖDÜLLERİ
METİN OYMAN
İBRAHİM RACİ ÖKSÜZ
GÖKSEL KORTAY – KEREM YILMAZER  ONUR  ÖDÜLLERİ
HÜLYA SAVAŞ
DİNÇER SÜMER
NEJAT UYGUR  ONUR  ÖDÜLLERİ
DOĞAN YAĞCI
HAKAN TANER YILDIRIM




YILIN TİYATRO OLAYI
BAŞAR SABUNCU – CANDAN SABUNCU YILIN TİYATRO OLAYI ÖDÜLÜ
DEMOKRASİ ÖRNEĞİ VE OYUN SEÇİMLERİNDEKİ AŞIRI GÜVENDEN ÖTÜRÜ BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR  TİYATROSU VE GENEL SANAT YÖNETMENİ ONUR ERDOĞAN
YILIN TİYATRO HİZMET ÖDÜLÜ  
VASFİ RIZA ZOBU YILIN TİYATRO HİZMET ÖDÜLÜ  
ONUR ERDOĞAN - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU                              LEVENT ULUKUT - İZMİR DEVLET TİYATROSU           
                                                                                                                                            
YILIN YÖNETMENLERİ
NEDRET GÜVENÇ YILIN TİYATRO YÖNETMENİ ÖDÜLLERİ
ANT AKSAN – ZİYARET - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
ANT AKSAN – JEANNE D’ARC’IN ÖTEKİ ÖLÜMÜ- BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
LALE ORALOĞLU YILIN TİYATROYÖNETMENİ ÖDÜLLERİ
MURAT ÇİDAMLI – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU  
ONUR ERDOĞAN – SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
CÜNEYT GÖKÇER – AYTEN GÖKÇER YILIN TİYATROYÖNETMENİ ÖDÜLLERİ
BARIŞ EREN – OĞUL – İZMİR DEVLET TİYATROSU
VOLKAN ÖZGÖMEÇ – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SERPİL TAMUR YILIN TİYATRO YÖNETMENİ ÖDÜLLERİ
SABRİ ÖZMENER – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
YILIN KADIN SANATÇILARI
PERİHAN TEDÜ – AYLA ALGAN –  DEFNE YALNIZ YILIN KADIN SANATÇISI ÖDÜLLERİ
SİBEL AĞALDAY – PRÖMİYER PARTİSİ – İZMİR DEVLET TİYATROSU
JÜLİDE KARA – SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
GÜLİSTAN GÜZEY – ŞAZİYE MORAL –BELKIS DİLLİGİL- ÇİÇEK DİLLİGİL  YILIN KADIN SANATÇISI ÖDÜLLERİ
MELİKE ASLI KILAN – İKİMİZİN DÜNYASI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
ZEYNEP NUTKU – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SUNA PEKUYSAL – NİLGÜN KASAPBAŞOĞLU – DİLEK TÜRKER YILIN KADIN SANATÇISI ÖDÜLLERİ
GÜLİN BAKKALOĞLU ÖZKAN – JEANNE DARC’IN ÖTEKİ ÖLÜMÜ - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
GÜLİN BAKKALOĞLU ÖZKAN – SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
DENİZ GÖKÇER – MEDİHA GÖKÇER YILIN KADIN SANATÇISI ÖDÜLLERİ
ESRA TARHAN – SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
ESRA TARHAN – ZİYARET - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
ŞÜKRİYE ATAV YILIN KADIN SANATÇISI ÖDÜLLERİ
ŞERİFE ÜNSAL – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
GÜLDENİZ TÜRKÜSTÜN ELTEPE – PARAYA HAYIR – İZMİR DEVLET TİYATROSU


YILIN ERKEK SANATÇILARI
YALÇIN BORATAP  YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
ASIM TUNCAY AYNUR – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU
ALİ HAKAN BEŞEN – KAŞIKÇILAR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
KAMRAN YÜCE YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
MUSTAFA ÇOLAK – OĞUL – İZMİR DEVLET TİYATROSU
MURAT NİYAZİ EMRE – KÜHEYLAN - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
TORON KARACAOĞLU YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
TAYFUN ERARSLAN – İKİMİZİN DÜNYASI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
İBRAHİM GÜNGÖR – KÜHEYLAN - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
KORHAN ABAY – BEKLAN ALGAN – AVNİ DİLLİGİL YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
İBRAHİM GÜNGÖR – JEANNE D’ARC’IN ÖTEKİ ÖLÜMÜ - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
İBRAHİM GÜNGÖR – SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
İSMET AYÇETİN İPEKKAYA- TUNCAY ÖZİNEL- CAN GÜRZAP  YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
AKIN KURT – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
GÖKHAN OLCAY - JEANNE D’ARC’IN ÖTEKİ ÖLÜMÜ - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
CÜNEYT TÜREL –OLCAY KAVUZLU –CAN ÖZTOPÇU – NİHAT HAKAN GÜNEY  YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
ÖMER POLAT – TÜRKİYE KAYASI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
MUSTAFA ŞEN – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
METİN ÇOBAN – HALİT AKÇATEPE – ORHAN ALKAN YILIN ERKEK SANATÇISI ÖDÜLLERİ
LEVENT ULUKUT – PARAYA HAYIR İZMİR DEVLET TİYATROSU
ARİF YAVUZ – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU

YILIN TİYATRO OYUNU YAZARI
ÜLKER KÖKSAL YILIN TİYATRO OYUN YAZARI ÖDÜLÜ
FEHİME SEVEN – TÜRKİYE KAYASI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
ÖZEN YULA YILIN TİYATRO OYUN YAZARI ÖDÜLÜ
HÜSEYİN ALP TAHMAZ – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU
YILIN ÇEVİRMENİ
HALE KUNTAY YILIN ÇEVİRMENİ ÖDÜLÜ
BETUL MARDİN YILIN ÇEVİRMENİ ÖDÜLÜ
FİLİZ OFLUOĞLU YILIN ÇEVİRMENİ ÖDÜLÜ
SEVGİ SANLI YILIN ÇEVİRMENİ ÖDÜLÜ

EN İYİ SAHNE TASARIMI
OSMAN ŞENGEZER YILIN SAHNE TASARIMI ÖDÜLLERİ
SELİM CİNİSLİ – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
MURAT GÜLMEZ – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU
GÜL GÜLGUN – TİJEN PAR YILIN SAHNE TASARIMI ÖDÜLLERİ
YILDIZ KÖSE İPEKLİOĞLU – OĞUL – İZMİR DEVLET TİYATROSU
İLKER ŞAHİN – KÜHEYLAN - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
ŞAZİYE MORAL – ANİ İPEKKAYA –JEYAN MAHFİ AYRAL YILIN SAHNE TASARIMI ÖDÜLLERİ
İLKER ŞAHİN – SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
TAYFUN ÇEBİ – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU

EN İYİ KOSTÜM TASARIMI
NİLGÜN GÜRKAN YILIN KOSTÜM TASARIMI ÖDÜLLERİ
MEDİNA YAVUZ ALMAÇ – KAŞIKÇILAR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SEVCAN YENİHAYAT HOROZGİL – SESSİZLİK -  BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
GÜLSÜN SİREN KINAL – ARGUN KINAL YILIN KOSTÜM TASARIMI ÖDÜLLERİ
FUNDA ÇEBİ – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
GÜNNUR ORHON  – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU

EN İYİ IŞIK TASARIMI
HİTAY DAYCAN EN İYİ IŞIK TASARIMI ÖDÜLLERİ
M.KEMAL GÜRGÜN – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
İZZETTİN BİÇER – KANTOCU - İZMİR DEVLET TİYATROSU
ULVİ URAZ –SEMRA SAVAŞ – TURGUT SAVAŞ EN İYİ IŞIK TASARIMI ÖDÜLLERİ
ZEKİ KAYAR – KAŞIKÇILAR - İZMİR DEVLET TİYATROSU


EN İYİ MÜZİK
MELİH KİBAR EN İYİ MÜZİK ÖDÜLÜ
SEDAT UTKU GÜCOĞLU - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
SERPİL GÜNSELİ – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
KEREM MEMİŞOĞLU – İZMİR DEVLET TİYATROSU

EN İYİ ŞARKI SÖZÜ
ÇİĞDEM TALU EN İYİ ŞARKI SÖZÜ ÖDÜLÜ
ZEYNEP TALU – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU

JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
AYŞE KÖKÇÜ – FUNDA POSTACI  JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
YAĞMUR CANDEMİR – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
ÖZEN TUTUCU – OYA PALAY JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
CEMALETTİN ÇEKMECE – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
MELEK ÇEKMECE – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
MAHPERİ MERTOĞLU – ZUHAL OLCAY JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
UTKU ÇUBUKÇUOĞLU – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
VİLDAN GÜRELMAN – ZELİHA BERKSOY JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
DİLEK ÇETİNER DEMİR – OĞUL –İZMİR DEVLET TİYATROSU
ŞULE DEMİREZEN – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SUZAN USTAN – MÜCAP OFLUOĞLU-HEYECAN BAŞARAN JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
ECE ERİŞTİ – TÜRKİYE KAYASI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
ÖZKAN GEZGİN – PRÖMİYER PARTİSİ – İZMİR DEVLET TİYATROSU
AYŞEN ÇETİNER SEZEREL- YELİZ GERÇEK JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
ÖZKAN GEZGİN – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
CEYHAN GÖLÇEK – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
TEVHİD BİLGE-KENAN BÜKE-AZİZ BASMACI JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
SERDAR KAMALIOĞLU – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU
EGECAN İNTEPELER – NEREYE – İZMİR DEVLET TİYATROSU
PINAR ÇEKİRGE JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
DENİZ BURAK MERSİNLİ – KAŞIKÇILAR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
GİZEM KARASU MERSİNLİ – KAŞIKÇILAR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SUHANDAN SÜHEYLA ŞENGEL - GENERAL MEHMET SITKI ŞENGEL JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
FİLİZ ÖVÜN – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
UĞURCAN ÖZFURUNCU -  KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
AYLİN ÖNAL – OĞUL –İZMİR DEVLET TİYATROSU
MERAL KÜÇÜKEROL KORAMAN JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
FATİH ÖZYİĞİT – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
TUFAN PEHLİVAN – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SEMA AYBARS-NUR SABANCI JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
FUAT ŞARBALKAN – KAŞIKÇILAR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SİTARE TUNA – OĞUL –İZMİR DEVLET TİYATROSU
GERÇEK ÖZKÖK YAĞCI – KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU
AYŞİN ATAV-SİBEL GÖKSEL-BİRSEN KAPLANGI JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
OZAN YILDIRIM – PARAYA HAYIR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
IŞIN KARAKAN YILDIZ – PARAYA HAYIR – İZMİR DEVLET TİYATROSU

EN İYİ SAHNE ARKASI EKİBİ
GÜLRİZ SURURİ – ENGİN CEZZAR EN İYİ SAHNE ARKASI EKİBİ
KÜHEYLAN - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
OĞUL – İZMİR DEVLET TİYATROSU
GÖNÜL ÜLKÜ – GAZANFER ÖZCAN  EN İYİ SAHNE ARKASI EKİBİ
SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
SESSİZLİK - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU


EN İYİ ENSEMBLE
GENCO ERKAL EN İYİ ENSEMBLE ÖDÜLÜ
BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU TÜM ÇALIŞANLARI
İZMİR DEVLET TİYATROSU NEREYE OYUNU EKİBİ

CELİLE TOYON UYSAL – ERSAN UYSAL EN İYİ ENSEMBLE ÖDÜLÜ
İZMİR DEVLET TİYATROSU SANDALIM KIYIYA BAĞLI OYUNU KORO EKİBİ
İZMİR DEVLET TİYATROSU SANDALIM KIYIYA BAĞLI OYUNU ORKESTRA EKİBİ

EN İYİ KOREOGRAFİ
OYTUN TURFANDA – OKTAY KERESTECİ EN İYİ KOREOGRAFİ ÖDÜLÜ
TOLGA ERK – KAŞIKÇILAR – İZMİR DEVLET TİYATROSU
ÖZGÜR ADAM İNANÇ – SANDALIM KIYIYA BAĞLI – İZMİR DEVLET TİYATROSU
MELTEM YORULMAZ -  KANTOCU – İZMİR DEVLET TİYATROSU

EN İYİ TEKNİK EKİP
HADİ ÇAMAN EN İYİ TEKNİK EKİP ÖDÜLÜ
BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU SESSİZLİK OYUNU
NEDİM SABAN EN İYİ TEKNİK EKİP ÖDÜLÜ
İZMİR DEVLET TİYATROSU OĞUL OYUNU  EKİBİ
SUNA KESKİN-EROL KESKİN EN İYİ TEKNİK EKİP ÖDÜLÜ
İZMİR DEVLET TİYATROSU SANDALIM KIYIYA BAĞLI OYUNU  EKİBİ
EN İYİ AFİŞ TASARIM
KEMAL TÖZEM-MÜFİT KİPER  EN İYİ AFİŞ TASARIM ÖDÜLÜ
ALPGİRAY KELEM - BORNOVA BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROSU
ÇOCUK TİYATROSU ÖDÜLLERİ (TÜM OYUNLAR EN AZ ÜÇ KEZ İZLENEMEDİĞİ İÇİN DEĞERLENDİRME YAPILAMAMIŞTIR)
FERİH EGEMEN ÖDÜLLERİ
OYUN YAZARI                                                                                                                     
YILIN YÖNETMENLERİ
TURGUT ARSEVEN ÖDÜLLERİ
YILIN KADIN SANATÇILARI 
YILIN ERKEK SANATÇILARI
DENİZ UYGUNER ÖDÜLLERİ
EN İYİ DEKOR
EN İYİ KOSTÜM
EN İYİ MÜZİK

YILIN TİYATRO KİTABI
YILDIZ KENTER – MÜŞFİK KENTER – KADRİYE KENTER YILIN TİYATRO KİTABI ÖDÜLÜ
DIONYSOS’UN ÇOCUKLARI – PINAR ÇEKİRGE VE YAVUZ PAK

YILIN TİYATRO BELGESELİ
CAN DOĞAN YILIN TİYATRO BELGESELİ ÖDÜLÜ
ÖDÜLE UYGUN ESER YOKTUR


EMEK ÖDÜLÜ
YÜKSEL AŞKINER EMEK ÖDÜLÜ
SALON MÜDÜRÜ FİGEN ERARSLAN ŞAHSINDA İZMİR DEVLET TİYATROSU KONAK SAHNESİ TÜM ÇALIŞANLARI