AVNİ DİLLİGİL ÖDÜLLERİ 1998 – NEDİM SABAN TİYATROKARE – YAZISI GECİKMİŞ OYUNLARDAN BİRİ “MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI”– TİYATRO’DA
BİR DİVA SERPİL TAMUR - SEDEF ECER – “TAKSİM BEBEK ROTARY KULÜBÜ
SEVGİ-SAYGI-HOŞGÖRÜ TİYATRO ŞENLİĞİ”-
16 Mayıs 1998, o
zamanlar düzenlemiş olduğum “118-Y Lions Yönetim Çevresi Liseler Arası
Sevgi-Saygı-Hoşgörü Tiyatro Şenliği” kapsamında İstek Vakfı Bağlarbaşı Belde Lisesi’nin hazırlamış olduğu oyuna
girmek üzereyiz jüri üyesi arkadaşlarımla. O dönemde, Feyziye Mektepleri Vakfı Özel
Ayazağa Işık Lisesi’nde çalışmaktayım. Öğretmenliğe ilk başladığım okul ise
İstek Vakfı Bağlarbaşı Belde Lisesi. Cep telefonum çaldı. Karşımda telefonun
öbür ucunda tiyatronun duayenlerinden birisi bana bir müjde verdi. Bir Ödül kazanmıştım.
Tiyatro hayatımın ilk ödülü, Türk Tiyatrosu’na katkılarımdan ötürü “Avni Dilligil Jüri Özendirme Ödülü 1998”. Tiyatro Caniko’nun ilk kez perde açtığı 20 Nisan 1993
tarihinden tam beş yıl geçmiş… Hemen rahmetli anneciğimi aradım, müjdeyi duyduğunda
sesindeki titremeden gözlerinin yaşardığına eminim. Çok mutlu olmuştu… İlk
ödülümün haberinin öğretmenliğe ilk başladığım okulda gelmesi nasıl bir ironidir…
Kasım 1998, Akatlar Kültür Merkezi, Ödül Töreni… Lale Ablam, Başak Kızım,
sevgili kuzenim Hansın ve birkaç dostum daha beni ödül töreninde yalnız
bırakmadılar. Çok sevgili
anneciğimi 01 Temmuz 1998 tarihinde
kaybetttiğim için kendisi ödülü alışımı göremedi… Bana ödülü veren kişiye
gelince kimdi biliyor musunuz ? Sevgili Nedim Saban…
1992 yılında
kurduğu Tiyatrokare ile asla sanata bakış açısından ödün vermeyen sevgili Nedim
Saban… Tiyatrokare repertuarında ne oyunlar izledik saymakla bitmez. Günümüz
Dünya tiyatrosunun örnek yapıtları
Türkiye’de Tiyatrokare tarafından seyircilerimiz ile buluşmuşlardır…
18 11 1992
tarihli Milliyet Gazetesi’nde Tiyatrokare’nin ilk Basın Toplantısı’nda bakın
Nedim Saban neler söylemiş: “Gişe adına düzey düşürmemeyi, çağına tanıklık
etmeyi, dramdan trajediye, vodvilden komediye, happeningden performansa,
klasikten moderne değin Dünya tiyatrosunun en önemli yapıtlarını Türk tiyatrosunun
en önemli profesyonelleriyle gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”
Yazı aynen şu
şekilde devam etmekte : “Topluluğun ilk oyunu Neil Simon’un, Pulitzer başta
olmak üzere 14 ödül toplayan “Müziksiz Evin Konukları”. Şu sıralara filme
alınmakta olan bu yapıtın Türkiye gösterim hakları Neil Simon’ın özel isteğiyle
“Tiyatrokare” ye verildi. “Büyük oyuncular sahnede olmalı” diye düşünen genç
yönetmen Nedim Saban yıllardır hayranlık duyduğu, Türk tiyatrosunun unutulmaz
oyuncularından Macide Tanır’ı sahneye dönmeye ikna etti. Geçtiğimiz
aylarda, dünyada yalnızca üç kadına verilen “Adelaide Ristori” ödülüne layık
görülen, ancak kendi ülkesinde sahneye çıkamayan Macide Tanır, on yıl aradan
sonra yine izleyicisiyle buluşacak. Fransa’da tiyatro eğitimi gören genç oyuncu
Sedef Ecer’de, Tanır’la başrol oynamaya hazırlanıyor. oyunun kadrosunda ayrıca
Ziya Kürküt, İstanbul Devlet Konservatuvarı öğrencileri Emre Altuğ, Emine Umar
ve 16 yaşındaki genç seslendirme sanatçısı Murat Presçiler de görev alıyor. Nedim Saban’ın yöneteceği, Talat Halman’ın
dilimize çevirdiği, Duygu Sağıroğlu’nun sahne tasarımını, Sevim Çavdar’ın
kostümlerini gerçekleştireceği “Müziksiz Evin Konukları” 7 Ocak 1993 tarihinden
itibaren Nişantaşı’nda bir salonda sunulacak.”
Bu röportajdan
sonra oyunun kadrosunda Macide Tanır, Sedef Ecer, Kahraman Acehan, Vehbi Aslan,
Hayrettin Aslan, Murat Presçiler, Emine Umar yer aldılar.
Türk
tiyatrosunda en önem verdiğim kişilerden birisi olan Nedim Saban’la yollarımız
belli noktalarda kesişti. Tiyatrolarımız aynı sene “Perde !” dediler. Ben
sahibi bulunduğum “Tiyatro Caniko” ile dişimle tırnağımla kazıyarak Türkiye’nin
en uzun soluklu amatör tiyatrosu olarak bu güne kadar geldim. Sevgili Nedim
Saban’da onurlu savaşıyla özel tiyatrolar içinde “Tiyatrokare” yi zirveye
çıkardı. Bu noktada anlatmaya çalıştığım yukarıdaki satırlarımda yazdığım, ilk
basın toplantısında Nedim Saban’ın yapacağını söylediği her şeyi yapmış olması.
Sözünde duran, tüm yenilikleri seyircilerine sunmaya çalışan sevgili Nedim
Saban, iyi ki varsınız… Her zaman çalışmalarınızı gururla izleyecek bir ağabeyinizin
olduğunu sakın unutmayın. Yolunuz her zaman açık olsun…
Bu arada Sevgili
Nedim Saban ödüllerine yeni bir ödül ekliyor: “Taksim-Bebek Rotary Kulübü
Meslek Hizmet Ödülü 2014”. Başarılarının devamı dileğiyle.
Yazılarımı
okuyan sevgili okuyucularım bilirler bir oyunu en az iki-üç kez seyretmeden
ilgili yazıyı yazmam. Geçen sene gala gecesinde izlediğim “Müziksiz Evin
Konukları” oyununun yeni versionunu bu hafta bir kez daha izlemek istedim.
Geçen sezon çok az yazabildiğim için, bu sezon geçen sezon oynanmaya başlanmış
bu sezon da devam eden oyunları da yazacağım. Gecikme için tüm sanatçı
dostlardan özür dilerim. Bu sezon kendi içimde yepyeni bir Can buldum ve
aralıksız yazıyorum. Ne mutlu bana...

Bir oyunu ilk
hangi sanatçılardan izlemişseniz diğer versionlarını izlerken hep ilk
izlediğiniz kadroyla mukayese edersiniz kendi bilinç altınızda. Tiyatrokare
geçen sezon repertuarı ilk açıkladığında (kadro sonra açıklandı) “Acaba ?”
dedim kendi kendime. Sonuçta distribüsyon açıklandığında öyle bir isim vardı ki
başrolde; 50. Sanat Yılı’nı kutlayan Serpil Tamur… Tek kelimeyle muhteşemdi
yorumuyla. Sevgili Usta Serpil Tamur denince gözlerim daldı ve anılara gittim.
Hangi oyunlara can vermişti o duru güzelliği ve eşsiz Türkçe’siyle… “Kadife
Çiçekleri”, “Akümülatörlü Radyo”, “Beyaz At”, “Mikado’nun Çöpleri”, “Gül
Satardı Melek Hanım”, “Dört Kız Kardeş”, “Bebek Uykusu”, ve tabii ki “Damdaki
Kemancı”, “Ballar Balını Buldum”, “Ahmetlerim”, “Yedi Kadın”, “Cadı Kazanı”,
“Kuvayi Milliye Destanı”, “Kanlı Düğün”, “Annemin Cesareti” sadece İstanbul
Devlet Tiyatrosunda benim izlediklerim… Hep zirvede, hep vakur, ama hep mütevazı…Hocaların
hocası, sadece oyuncu olarak değil yönetmen olarak da yorumladıkları unutulamaz
“Hüzzam”, “Sekiz Kadın”, “Kaktüs Çiçeği”, “İki Çarpı İki”, “Kadın Sığınağı”,
her birisi birbirinden ileride olan yorumlar. En kıskandığım ise “Kaktüs
Çiçeği” bir gün kendi tiyatromda oynanmasını çok arzuladığım bu oyunu Serpil
Tamur’un yönettiğinden daha iyisi olamaz diye sanırım repertuar listemden
çıkarmak zorunda kaldım. Sevgili Serpil Tamur, iyi ki sizi tanımışım, iyi ki
varsınız… Geçen sezon “2014- Taksim Bebek Rotary Kulübü Onur Ödülü” de Serpil
Tamur’a verildi tıpkı “Lions 118 T Meslekte 50. Yıl Onur Ödülü” gibi. Nice
sezonlara sevgili Serpil Tamur…
Gelelim Özge
Özder’e … Tek kelimeyle harikulade. Daha önce bu rolü oynayan Sedef Ecer ile
mukayese edildiğinde iki farklı sanatçı ve iki farklı yorum. Her ne kadar
İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan çok başarılı ve yetenekli bulduğum
Özge Özder var olsa da aynı rolü bir önceki versiyonda Sedef Ecer oynamıştı.
Oyunu izlemeden bir Sedef Ecer hayranı ve fanatiği olan ben belki de ön yargılı
gittim oyuna. Dediğim gibi Türkiye’nin bir kültür büyükelçisi olarak gördüğüm
Sedef Ecer benim için çok önemli, Francophone oluşuyla, Fransa’da büyük
başarılara imza atmasıyla, yalnız oyuncu olarak değil yönetmen ve yazar olarak
“Actrice Complete” tam bir sanatçı olmasıyla. Gala gecesine Sedef Ecer’in
gelmesi ve Nedim Saban’ın kendisini sahneye davet etmesi nasıl bir güzellikti
anlatamam. Sevgili Sedef Ecer’in o mütevazılığı beni gene eskilere götürdü… Kim
bilir ? Belki “Hayvanat Bahçesi” oyununa belki de sevgili Korhan Abay ile beraber
oynadıkları “Plastik Sevgilim” oyununa… Özge Özder bu oyundaki rolüyle ödül
koleksiyonu yaptı ve ne kadar ödül varsa ya aldı ya da aday oldu. Başarıları
daim, yolu ise açık olsun.
Abdül Süsler,
Asuman Çakır ve Emrah Düzkaya rollerinin haklarını en güzel biçimde
vermekteler. Abdül Süsler’in rolünün iniş ve çıkışlarındaki dengesi, dinginliği
şahaneydi. Asuman Çakır rolünü kapmış götürüyor zaten. Emrah Düzkaya’nın sahne
sempatisi, sahne sıcaklığı harikuladeydi.
Gala gecesi
koltuğumda otururken oyun başlar başlamaz bir anda irkildim. “Aaaa, bu bizim
Selim !” diyerek. 2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılında ilk kez gerçekleşen “Taksim Bebek Rotary ve Taksim
Rotaract Kulübü I. Sevgi-Saygı-Hoşgörü Liseler Arası Tiyatro Şenliği”
kapsamında İMKB Kıraç Endüstri ve Teknik Meslek Lisesi tarafından sahnelenen
“Yastık Adam” oyunuyla “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü” kazanmıştı. O kadar gurur
duydum ki Selim Tezin ile Tiyatrokare sahnesinde onu izlerken… O kadar gurur
duydum ki kendim ile organizasyonun başında bulunduğum bu şenlikle Türk
tiyatrosuna yeni yıldızlar kazandırmaya aracı olduğum için…Sevgili Selim, yolun
pırıltılı ve açık olsun… Aynı şekilde tüm övgülerim Abdullah Semercioğlu için
de geçerli. Tek kelimeyle Selim Tezin ile birlikte muhteşemdiler. Her ikisi de
sahneye yakışmalarının yanı sıra sahne ışıkları, mütevazılıkları, seyirciye
verdikleri enerjileri ile çok çok özeller. Alkışları, ödülleri, başarıları bol
olsun ama unutmasınlar ki daha yolun çok başındalar. Devamlı okuyacaklar,
kendilerini geliştirecekler, çalışacaklar, çalışacaklar…Yolları açık ve berrak
olsun.
Yazmadan
geçemeyeceğim iki kişi daha var: Barış
Dinçel ve Serpil Tezcan. Dekor tek kelimeyle muhteşem. Barış Dinçel gene
döktürmüş yeteneğiyle. Dekora hayran oldum belki de hasta oldum diyelim kim
bilir …Serpil Tezcan kostüm dehası olduğunu bir kez daha kanıtladı. Dönemin
kostümlerini en güzel bir biçimde yansıtmış. Mustafa Türkoğlu’nun çalışması da
harika. O güzelim dekoru ve kostümlerin hakkını vermiş. Kutlarım.
Teşekkürler
Sevgili Nedim Saban… Teşekkürler Sevgili Serpil Tamur… Teşekkürler Tiyatrokare…
İyi ki varsınız…
131114
Can Murat Yaşar
Şengel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder