12 Kasım 2014 Çarşamba

AVNİ DİLLİGİL ÖDÜLLERİ 1998 – NEDİM SABAN TİYATRO KARE – YAZISI GECİKMİŞ OYUNLARDAN BİRİ “MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI”– TİYATRO’DA BİR DİVA SERPİL TAMUR - SEDEF ECER – “TAKSİM BEBEK ROTARY KULÜBÜ SEVGİ-SAYGI-HOŞGÖRÜ TİYATRO ŞENLİĞİ”-


AVNİ DİLLİGİL ÖDÜLLERİ 1998 – NEDİM SABAN TİYATROKARE – YAZISI GECİKMİŞ OYUNLARDAN BİRİ “MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI”– TİYATRO’DA BİR DİVA SERPİL TAMUR - SEDEF ECER – “TAKSİM BEBEK ROTARY KULÜBÜ SEVGİ-SAYGI-HOŞGÖRÜ TİYATRO ŞENLİĞİ”-

16 Mayıs 1998, o zamanlar düzenlemiş olduğum “118-Y Lions Yönetim Çevresi Liseler Arası Sevgi-Saygı-Hoşgörü Tiyatro Şenliği” kapsamında İstek Vakfı Bağlarbaşı  Belde Lisesi’nin hazırlamış olduğu oyuna girmek üzereyiz jüri üyesi arkadaşlarımla. O dönemde, Feyziye Mektepleri Vakfı Özel Ayazağa Işık Lisesi’nde çalışmaktayım. Öğretmenliğe ilk başladığım okul ise İstek Vakfı Bağlarbaşı Belde Lisesi. Cep telefonum çaldı. Karşımda telefonun öbür ucunda tiyatronun duayenlerinden birisi bana bir müjde verdi. Bir Ödül kazanmıştım. Tiyatro hayatımın ilk ödülü, Türk Tiyatrosu’na katkılarımdan ötürü  “Avni Dilligil Jüri Özendirme Ödülü 1998”. Tiyatro Caniko’nun ilk kez perde açtığı 20 Nisan 1993 tarihinden tam beş yıl geçmiş… Hemen rahmetli anneciğimi aradım, müjdeyi duyduğunda sesindeki titremeden gözlerinin yaşardığına eminim. Çok mutlu olmuştu… İlk ödülümün haberinin öğretmenliğe ilk başladığım okulda gelmesi nasıl bir ironidir… Kasım 1998, Akatlar Kültür Merkezi, Ödül Töreni… Lale Ablam, Başak Kızım, sevgili kuzenim Hansın ve birkaç dostum daha beni ödül töreninde yalnız bırakmadılar.  Çok sevgili anneciğimi   01 Temmuz 1998 tarihinde kaybetttiğim için kendisi ödülü alışımı göremedi… Bana ödülü veren kişiye gelince kimdi biliyor musunuz ? Sevgili Nedim Saban…
 

1992 yılında kurduğu Tiyatrokare ile asla sanata bakış açısından ödün vermeyen sevgili Nedim Saban… Tiyatrokare repertuarında ne oyunlar izledik saymakla bitmez. Günümüz Dünya tiyatrosunun örnek yapıtları  Türkiye’de Tiyatrokare tarafından seyircilerimiz ile buluşmuşlardır…

18 11 1992 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Tiyatrokare’nin ilk Basın Toplantısı’nda bakın Nedim Saban neler söylemiş: “Gişe adına düzey düşürmemeyi, çağına tanıklık etmeyi, dramdan trajediye, vodvilden komediye, happeningden performansa, klasikten moderne değin Dünya tiyatrosunun en önemli yapıtlarını Türk tiyatrosunun en önemli profesyonelleriyle gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”

Yazı aynen şu şekilde devam etmekte : “Topluluğun ilk oyunu Neil Simon’un, Pulitzer başta olmak üzere 14 ödül toplayan “Müziksiz Evin Konukları”. Şu sıralara filme alınmakta olan bu yapıtın Türkiye gösterim hakları Neil Simon’ın özel isteğiyle “Tiyatrokare” ye verildi. “Büyük oyuncular sahnede olmalı” diye düşünen genç yönetmen Nedim Saban yıllardır hayranlık duyduğu, Türk tiyatrosunun unutulmaz oyuncularından Macide Tanır’ı sahneye dönmeye ikna etti.   Geçtiğimiz aylarda, dünyada yalnızca üç kadına verilen “Adelaide Ristori” ödülüne layık görülen, ancak kendi ülkesinde sahneye çıkamayan Macide Tanır, on yıl aradan sonra yine izleyicisiyle buluşacak. Fransa’da tiyatro eğitimi gören genç oyuncu Sedef Ecer’de, Tanır’la başrol oynamaya hazırlanıyor. oyunun kadrosunda ayrıca Ziya Kürküt, İstanbul Devlet Konservatuvarı öğrencileri Emre Altuğ, Emine Umar ve 16 yaşındaki genç seslendirme sanatçısı Murat Presçiler de görev alıyor.  Nedim Saban’ın yöneteceği, Talat Halman’ın dilimize çevirdiği, Duygu Sağıroğlu’nun sahne tasarımını, Sevim Çavdar’ın kostümlerini gerçekleştireceği “Müziksiz Evin Konukları” 7 Ocak 1993 tarihinden itibaren Nişantaşı’nda bir salonda sunulacak.”


 

 

Bu röportajdan sonra oyunun kadrosunda Macide Tanır, Sedef Ecer, Kahraman Acehan, Vehbi Aslan, Hayrettin Aslan, Murat Presçiler, Emine Umar yer aldılar.


Türk tiyatrosunda en önem verdiğim kişilerden birisi olan Nedim Saban’la yollarımız belli noktalarda kesişti. Tiyatrolarımız aynı sene “Perde !” dediler. Ben sahibi bulunduğum “Tiyatro Caniko” ile dişimle tırnağımla kazıyarak Türkiye’nin en uzun soluklu amatör tiyatrosu olarak bu güne kadar geldim. Sevgili Nedim Saban’da onurlu savaşıyla özel tiyatrolar içinde “Tiyatrokare” yi zirveye çıkardı. Bu noktada anlatmaya çalıştığım yukarıdaki satırlarımda yazdığım, ilk basın toplantısında Nedim Saban’ın yapacağını söylediği her şeyi yapmış olması. Sözünde duran, tüm yenilikleri seyircilerine sunmaya çalışan sevgili Nedim Saban, iyi ki varsınız… Her zaman çalışmalarınızı gururla izleyecek bir ağabeyinizin olduğunu sakın unutmayın. Yolunuz her zaman açık olsun…      

Bu arada Sevgili Nedim Saban ödüllerine yeni bir ödül ekliyor: “Taksim-Bebek Rotary Kulübü Meslek Hizmet Ödülü 2014”. Başarılarının devamı dileğiyle.

Yazılarımı okuyan sevgili okuyucularım bilirler bir oyunu en az iki-üç kez seyretmeden ilgili yazıyı yazmam. Geçen sene gala gecesinde izlediğim “Müziksiz Evin Konukları” oyununun yeni versionunu bu hafta bir kez daha izlemek istedim. Geçen sezon çok az yazabildiğim için, bu sezon geçen sezon oynanmaya başlanmış bu sezon da devam eden oyunları da yazacağım. Gecikme için tüm sanatçı dostlardan özür dilerim. Bu sezon kendi içimde yepyeni bir Can buldum ve aralıksız yazıyorum. Ne mutlu bana...
 
 Ünlü Amerikalı oyun yazarı Neil Simon'un başyapıtı sayılan  oyun, kendisini sevgiye kapatmış bir yaşlı kadın ve onun çocuk ruhlu kızının hayatına giren iki çocuğun öyküsünü anlatıyor. Nedim Saban'ın yeniden çevirerek dilimize kazandırdığı ve yönettiği "Müziksiz Evin Konukları" , bir sevgi direnişi olarak nitelendirilebilir. Yıllar önce devlet sanatçısı Macide Tanır'ın tiyatroya dönmesini sağlayan bu duygusal komedi, bu yıl kaybettiğimiz Tanır anısına sergileniyor. Oyunun yeni babaannesi ise bu yıl tiyatroda 50. Yılını kutlayan Serpil Tamur , Şehir Tiyatroları oyuncusu Özge Özder ise diğer başrolde oynuyor. Diğer rollerde Abdül Süsler, Asuman Çakır, Emrah Düzkaya, Selim Tezin, Abdullah Semercioğlu'nun oynadığı oyunun dekorları Barış Dinçel, kostüm tasarımı Serpil Tezcan, ışık tasarımı Mustafa Türkoğlu, müzikleri Barış Manisa, fotoğrafları Emrah Nihat Erel'e ait.


Bir oyunu ilk hangi sanatçılardan izlemişseniz diğer versionlarını izlerken hep ilk izlediğiniz kadroyla mukayese edersiniz kendi bilinç altınızda. Tiyatrokare geçen sezon repertuarı ilk açıkladığında (kadro sonra açıklandı) “Acaba ?” dedim kendi kendime. Sonuçta distribüsyon açıklandığında öyle bir isim vardı ki başrolde; 50. Sanat Yılı’nı kutlayan Serpil Tamur… Tek kelimeyle muhteşemdi yorumuyla. Sevgili Usta Serpil Tamur denince gözlerim daldı ve anılara gittim. Hangi oyunlara can vermişti o duru güzelliği ve eşsiz Türkçe’siyle… “Kadife Çiçekleri”, “Akümülatörlü Radyo”, “Beyaz At”, “Mikado’nun Çöpleri”, “Gül Satardı Melek Hanım”, “Dört Kız Kardeş”, “Bebek Uykusu”, ve tabii ki “Damdaki Kemancı”, “Ballar Balını Buldum”, “Ahmetlerim”, “Yedi Kadın”, “Cadı Kazanı”, “Kuvayi Milliye Destanı”, “Kanlı Düğün”, “Annemin Cesareti” sadece İstanbul Devlet Tiyatrosunda benim izlediklerim… Hep zirvede, hep vakur, ama hep mütevazı…Hocaların hocası, sadece oyuncu olarak değil yönetmen olarak da yorumladıkları unutulamaz “Hüzzam”, “Sekiz Kadın”, “Kaktüs Çiçeği”, “İki Çarpı İki”, “Kadın Sığınağı”, her birisi birbirinden ileride olan yorumlar. En kıskandığım ise “Kaktüs Çiçeği” bir gün kendi tiyatromda oynanmasını çok arzuladığım bu oyunu Serpil Tamur’un yönettiğinden daha iyisi olamaz diye sanırım repertuar listemden çıkarmak zorunda kaldım. Sevgili Serpil Tamur, iyi ki sizi tanımışım, iyi ki varsınız… Geçen sezon “2014- Taksim Bebek Rotary Kulübü Onur Ödülü” de Serpil Tamur’a verildi tıpkı “Lions 118 T Meslekte 50. Yıl Onur Ödülü” gibi. Nice sezonlara sevgili Serpil Tamur…

Gelelim Özge Özder’e … Tek kelimeyle harikulade. Daha önce bu rolü oynayan Sedef Ecer ile mukayese edildiğinde iki farklı sanatçı ve iki farklı yorum. Her ne kadar İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan çok başarılı ve yetenekli bulduğum Özge Özder var olsa da aynı rolü bir önceki versiyonda Sedef Ecer oynamıştı. Oyunu izlemeden bir Sedef Ecer hayranı ve fanatiği olan ben belki de ön yargılı gittim oyuna. Dediğim gibi Türkiye’nin bir kültür büyükelçisi olarak gördüğüm Sedef Ecer benim için çok önemli, Francophone oluşuyla, Fransa’da büyük başarılara imza atmasıyla, yalnız oyuncu olarak değil yönetmen ve yazar olarak “Actrice Complete” tam bir sanatçı olmasıyla. Gala gecesine Sedef Ecer’in gelmesi ve Nedim Saban’ın kendisini sahneye davet etmesi nasıl bir güzellikti anlatamam. Sevgili Sedef Ecer’in o mütevazılığı beni gene eskilere götürdü… Kim bilir ? Belki “Hayvanat Bahçesi” oyununa belki de sevgili Korhan Abay ile beraber oynadıkları “Plastik Sevgilim” oyununa… Özge Özder bu oyundaki rolüyle ödül koleksiyonu yaptı ve ne kadar ödül varsa ya aldı ya da aday oldu. Başarıları daim, yolu ise açık olsun.


Abdül Süsler, Asuman Çakır ve Emrah Düzkaya rollerinin haklarını en güzel biçimde vermekteler. Abdül Süsler’in rolünün iniş ve çıkışlarındaki dengesi, dinginliği şahaneydi. Asuman Çakır rolünü kapmış götürüyor zaten. Emrah Düzkaya’nın sahne sempatisi, sahne sıcaklığı harikuladeydi.

Gala gecesi koltuğumda otururken oyun başlar başlamaz bir anda irkildim. “Aaaa, bu bizim Selim !” diyerek. 2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılında ilk kez  gerçekleşen “Taksim Bebek Rotary ve Taksim Rotaract Kulübü I. Sevgi-Saygı-Hoşgörü Liseler Arası Tiyatro Şenliği” kapsamında İMKB Kıraç Endüstri ve Teknik Meslek Lisesi tarafından sahnelenen “Yastık Adam” oyunuyla “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü” kazanmıştı. O kadar gurur duydum ki Selim Tezin ile Tiyatrokare sahnesinde onu izlerken… O kadar gurur duydum ki kendim ile organizasyonun başında bulunduğum bu şenlikle Türk tiyatrosuna yeni yıldızlar kazandırmaya aracı olduğum için…Sevgili Selim, yolun pırıltılı ve açık olsun… Aynı şekilde tüm övgülerim Abdullah Semercioğlu için de geçerli. Tek kelimeyle Selim Tezin ile birlikte muhteşemdiler. Her ikisi de sahneye yakışmalarının yanı sıra sahne ışıkları, mütevazılıkları, seyirciye verdikleri enerjileri ile çok çok özeller. Alkışları, ödülleri, başarıları bol olsun ama unutmasınlar ki daha yolun çok başındalar. Devamlı okuyacaklar, kendilerini geliştirecekler, çalışacaklar, çalışacaklar…Yolları açık ve berrak olsun.
 

Yazmadan geçemeyeceğim iki kişi daha var:  Barış Dinçel ve Serpil Tezcan. Dekor tek kelimeyle muhteşem. Barış Dinçel gene döktürmüş yeteneğiyle. Dekora hayran oldum belki de hasta oldum diyelim kim bilir …Serpil Tezcan kostüm dehası olduğunu bir kez daha kanıtladı. Dönemin kostümlerini en güzel bir biçimde yansıtmış. Mustafa Türkoğlu’nun çalışması da harika. O güzelim dekoru ve kostümlerin hakkını vermiş. Kutlarım.    
 

Teşekkürler Sevgili Nedim Saban… Teşekkürler Sevgili Serpil Tamur… Teşekkürler Tiyatrokare… İyi ki varsınız…

 

131114

Can Murat Yaşar Şengel


 

          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder